BEDENİMİZ BİZE NE SÖYLÜYOR?

Bu yazıyı Spotify.com'da dinleyebilirsiniz. Tıklayınız.

Sanırım herkes bu fotoğrafa baktığında aşağı yukarı benzer şeyler oluşturur kafasında… Zafer- başarı- sevinç- coşku vb.
Bedenimiz çok sevinçli hissettiğimizde büyüyor… Yukarı ve yanlara doğru genişliyor.
Üzüldüğümüzde de bedenimiz içe doğru kapanma hareketinde bulunuyor. Kendiliğinden… tamamen içgüdüsel…
Bu kendiliğinden içe kapanma ya da büyüme hareketi, sosyal bilimciler tarafından araştırıldığında hayvanlarda da gözlendiğini tespit ettiler. Bir goril karşısındakine gücünü göstermek için büyüyor… ayağa kalkıyor, yumruklarını göğsüne vurmaya başlıyor ya da kollarını açıyor… Yolda giderken bir kediye rastlamışsınızdır. Tehdit karşısında sırtı yükselir birden… Savunmaya ya da saldırıya geçerken karşındakine “Dur orada!” mesajını bedeniyle böyle verir.

Belgesel seyrettiğimizde çok rastlıyoruz, erkek kuş dişisine kendini beğendirmek için kocaman oluyor. Kendisini beğensin istiyor.

Kedi gevşediğinde büyüyor, di mi.. Yayılıyor-uzuyor… İnsanlar da gevşediğinde uzar uzar, büyür. Büyümek iyi hissettirir. Güçlü hissettirir. Bulunduğumuz yerde alanı ne kadar kaplarsak o kadar iyi hissediyoruz.

Bu davranışların ne kadar evrensel olduğunu Jessica Tracy, üzerinde çalıştığı “kıvanç” duygusunda yaptığı araştırmalarında bahsetti. Gözleri doğuştan görmeyen kişilerin bir yarışı kazandığında, gözleri gören bir kişiden farksız, fiziksel olarak bunu gösterdiği izlendi. Kollar havaya "V" şeklinde kalkıyor, çene hafif yukarı doğru…

Tam tersi iyi hissetmediğimizde de kendimize dönüyoruz. Kapanıyoruz. Küçülüyoruz. Goril de öyle yapıyor, kedi de, insan da…

Yapılan araştırmalar sadece zihnimizin bedenimizi yönettiğini değil, bedenimizin de zihnimizi yönettiğini söylüyor. Aslında şunu mu diyoruz? Beden duruşumuzu yönetebilirsek o an ki zihnimizden geçen düşüncelerimizi fark edip, yönetebiliriz.

Evde çocuklarınızla, iş yerinde çalışma arkadaşlarınızla bir durum üzerinden konuşurken beden duruşlarını inceleyin. Yeterince bilgi edineceksinizdir. Umursuyor, endişeli, özgüveni yerinde, korkuyor vb.

Örneğin, Amy Cuddy diyor ki, iş görüşmesi sırasında beklerken genelde herkes telefonuyla ilgilenir. Duruş pozisyonu içe doğru kendisine doğru kapanmış olur. Aslında herkes iş görüşmesinde özgüvenli görünmek ister. Ama bedeniyle tam tersini yapmış oluyor. Sıra kendine geldiğinde bu duygudan sıyrılması zaman alır. Bunun yerine görüşmeye girmeden uygun bir alanda (tuvalete uğramak gibi...) Kollarını ve bacaklarını kocaman açıp, 2 dk kadar böyle durup, büyümeyi hissedip öyle görüşmeye girerseniz kendinizi çok farklı hissedeceksinizdir, diyor.

Ben uyguluyorum. Bedenimi hissediyor ve duygumu iyileştirme pozisyonumu alıyorum. Bana çok bilgi veriyor… Bedenimizden çok ciddi bilgiler alırız. Travma üzerinde çalıştığımda EMDR uyguluyorum. Beden terapinin sürecine önemli geribildirim veriyor.

Lütfen siz de gün içinde zaman zaman pozisyonunuza bakın, nasıl oturuyorsunuz, duygunuzu farkedin. İyi hissetmenizi engelleyecek bir durumdaysanız pozisyonunuzu değiştirin. Deneyin lütfen…

Çünkü devreye taklit etme giriyor. Beynimiz, esnek bir yapıdır. Sadece taklit ederek zamanla öyle hissetmeye başlayabiliyoruz. “Sahte geliyor, yapamam.” diyor olabilirsiniz. Beynin yapısını önemseyin lütfen. Gerçek olana kadar taklit edin.

Niye bu kadar basit bir taklit olayının üzerinde duruyorum?

Çünkü beden duruşunuza odaklandığınızda, hislerinizi de fark etme fırsatı yakalayabilir ve hisleriniz de davranışlarınızı yönetmenizi iyileştirme fırsatı elde edebilirsiniz. Hayatınızın gidişatını önemli bir şekilde değiştirmenizi destekleyebilirsiniz.

Etrafımızla iletişim yoluyla etkileşimdeyiz. Anlamaya, anlaşılmaya ihtiyaç duyduğumuz iletişimde beden dilimiz ipuçları verir. Sözlerden daha çok beden dili bilgi aktarır. Konuşma sırasında kısılan bir göz, ellerin arkada bağlanması, kambur durmak, gülümsemek vb.

Sizlere hep söylediğimiz gibi; “Söyleminizden çok, nasıl davrandığınız sizinle ilgili bilgi veriyor.” Hatta aynı cümleyi farklı ses tonu ve beden dili ile aktardığınızda, söylenenin değerini de değiştirebiliyorsunuz.

Vücut diliniz size, karşınızdakine ne anlatıyor?

Yargı mekanizmasını da etkilediğini söylesem! Geniş kapsamlı hükümler veriyor ve mantık çıkarımları yapıyoruz. Bu çıkarımlarla kararlar alıyoruz. Birinin nazik olup olmadığına, kendisinin o durumla ilgili özgüvenli olup olmadığına saniye hızında hatta saliseler içinde karar verebiliyoruz. Bu duruma gençlerle çalışırken öyle çok rastlıyorum ki!

Kısacası beden duruşumuz; çok önemsediğimiz özgüvenli - dayanıklı olabilme isteklerimize yardımcı oluyor. Bu konuyu diğer yazımla devam ettireceğim.

Sevgiyle Kalın:)

Yorumlar