BOŞANMA SÜRECİ – ZORLU DEĞİŞİMLER VE ÇOCUK İÇİN MUTLU BÜYÜME DESTEĞİ-1


Boşanma sürecine başlamadan kısaca güzel başlangıç olan evlilikten bahsetmek isterim. Beraberlikler çoğunlukla harika başlar. Hele ki aşkla başlıyorsa.... Ayaklarımızı yerden kesen, sıcacık paylaşımlarımızı "Herkes duysun!" haykırışlarımızla güzel hayaller ve tatlı bir beraberlik sözü ile yeni bir başlangıca merhaba deriz. 

Evlenmeyle beraber yeni bir rol edinmişizdir. Artık karı-koca isimleriyle tanıştırıyoruzdur birbirimizi... Zaman içinde roller, beklentileriyle biçim almaya başlar. 

Rolün beklentileri bazen sözel dile gelirken bazen gizil anlaşmalı yapılır. Zaman içinde bir uyum başlar. İlişkinin devam eden kısmında roller tanımlanır, kabul alınır, devam edilir. 

Bazen güzel dengeler kurulmuştur bazen de bir kişiye yüklenen sorumluluklar fazladır. Bazen baştaki heyecan kalmamış ve sadece görev tanımları devam etmektedir. Bazen başka sebepler... 

Beklentiler zamanla ve yaşantılarla beraber değişim içindedir. Bu değişime açık olunduğunda işler biraz daha yolunda gibidir. Beklentilere cevap verilmeme başladığında birlikte yürümek zorlaşır. İlişkide yaşanan çatışmalar, çözümsüzlükler ve gelgitlerle yaşanan bir süreç sonunda, nihai karar verilir. 

Evlilik sürecinde yaşanan çatışmalar, ilişkinin kendisine özgüdür ve benzersizdir. Doğal olarak kişiler ve yaşantılar farklıdır. Her kişinin yaşadığı kendisine özgü ve tepkileri farklı olsa da, sonuçlarının kişiler üzerindeki etkilerinin benzerlikleri de dikkat çeker.


Boşanma süreci ve sürecin getirdiği değişiklikler, aile üyelerinin her birini farklı etkiler. Öncelikle süreci konuşursak genel olarak; boşanma temelde bir kayıp süreci olarak yaşanır. Yas süreci gibi. Eşlerden biri ya da her ikisi için ; bu süreç, sadece eş kaybı değil, eş rolü, evli yaşam biçimi ve birlikte kurulan hayaller gibi bir çok başka kaybı da beraberinde getirir. Tüm bu kayıpları birlikte yaşıyor olmak boşanma sürecini oldukça zorlaştırır. 

İlişki sürecindeyken kendini yetersiz, çaresiz, değersiz hisseden kişiler, bu gibi düşüncelerin boşanma sonrasında ortadan kalkacağını sanabilirler. Sebep olarak karşısındaki kişiyi gördüğünden, o gidince her şey yoluna girecekmiş gibi hissedebilirler. Yaralarının sarılmasına ihtiyaç duyarlar. Unutmamak gerekir ki hissetiklerimiz bizimle başlar, gelişir, sürer. Sadece durumun değişmesi, duygularımızın iyileşmesini sağlayamaz. Farkına varıp, değişime yönelmekle iyileştirme sürecine gireriz. 

Boşandıktan sonra da kişilerin, kendilerini başarısız olarak tanımlamalarıyla sıklıkla karşılaşılır. Toplum da, sözlü veya sözsüz mesajlarla bu duruma zemin hazırlar maalesef. Evlilik, çocuk sahibi olma ve boşanma gibi süreçler, çoğunlukla toplumsal düzeyde “performans” olarak değerlendirilir. Bu durum başarısızlık ve değersizlik gibi kişinin kendisine dair olumsuz düşüncelerini pekiştirebilir.

Boşanma kararı almanın belirleyici durumunu önemsemekteyiz. Evlenmek için gösterilen karar süreci ve özen, boşanma kararı için de uygulanmalı. Problemlerin çözülmesi için boşanma kararı alınması en doğru karar mıdır? Burada kişilerin kendi süreçleri ile ilgili olabildiği gibi, birlikteliğe bazen küçük bir dokunuş yeterli olabiliyor. 

Yapılması gereken her şeyi yaptığınızdan emin olduktan sonra boşanma kararı alınmasını önemsemekteyiz.

Boşanma kararını kesin olarak alan eşlerin, bu konuyu çocuğa açıklamak için ortam ve zamanı olabildiğince en doğru şekilde belirlemelerini önemsemekteyiz. Çünkü çocukların süreci aksamamalı. Kısa zaman diliminde çocuğunuzun herhangi bir performans durumu varsa (sınav vb.) lütfen açıklamayı erteleyin. 

(Boşanma Süreci – Zorlu Değişimler ve Çocuk İçin Mutlu Büyüme Desteği 2. bölümde devam ediyor.) 

Yorumlar